ODTÜ Eğitim Bilimleri Bölümü
Depremler aslında sadece doğa olaylarıdır. İnsan etmeninin olmadığı durumlarda, maddi veya manevi yıkımlar yaşanmadığında, depremler yıkıma neden olmaz; afet yaşanmaz. Dolayısıyla, deprem ve afet terimlerini birbiri yerine kullanmamaya çalışmak gerek. Mitolojilerde bile depremler toprak kaynaklı değil dış etmen kaynaklı olarak tanımlanır. Bazı mitolojilerde depremler tanrıların birbirleriyle kavgasıdır ya da tanrıların insanları cezalandırma yoludur. Yunan mitolojisine göre Poseidon elindeki üç uçlu mızrak olan Tridenti yere vurduğunda deprem olur. Çin veya Moğol mitolojisine göre dünya bir kaplumbağanın üzerinde durur. Kaplumbağa hareket ettiğinde deprem olur. Japon mitolojisine göre deprem Namazu adlı çamurda yaşayan kedi balığının hareket etmesi nedeniyle oluşurken, Anadolu mitolojisine göre deprem öküzün boynuzlarında duran dünyanın öküzün başını sallamasıyla oluşur. Depremler nedeniyle oluşan mucizeler de mitoloji de yer alır. Örneğin, yerin yarılıp yeni yolların açılması ve insanların kurtuluşunu anlatan hikayeler vardır.
Depremi dışsal bir etmene bağlamak belki de insanın anlam arayışının bir yansımasıdır. Özellikle bu dışsal etmenin kontrol edilebilir olması afetin insan psikolojisi üzerindeki yıkıcılığını azaltır. Afetler bizim kontrol ve güvende olma duygularımızı zedeler. Afetin neden olduğu belirsizliği gidermek, kaybedilen güven ve kontrol duygusunu yeniden kazanmak için deprem yaşantısına bir anlam yüklemek gerekir. Zira, kontrol edemediğimiz, ne zaman ve nerede olacağını bilemediğimiz durumlar kendimizi çaresiz ve incinebilir hissettiğimiz durumlardır. Sevdiklerimizi her an kaybedebileceğimiz gerçeğiyle yüzleşmek, kendimizi savunmasız hissetmek deprem kaynaklı afetleri travmatik kılan en önemli etmenlerdir. Haliyle, afetler sonrası travmatik stres tepkilerinin ortaya konması beklendik bir durumdur.
Travmatik stres tepkileri son derece öznel tepkilerdir. Herkes aynı tepkiyi aynı anda ve aynı sürede göstermek zorunda değildir. Aşağıdaki tabloda gördüğünüz afetler sonrası birçok travmatik stres tepkisi farklı zaman dilimlerinde ve farklı şiddette ortaya konabilir. |
Fiziksel Tepkiler | Davranışsal Tepkiler | Duygusal Tepkiler | Bilişsel Tepkiler |
• Yorgunluk/ bitkinlik, • Uyku sorunları, • Yeme sorunları • Tedirginlik, yaygın ağrılar, baş ağrısı, • Cinsel istekte azalma • Bağışıklık sisteminde bozulmalar, • Çarpıntı, bulantı, baş dönmesi ve göğüs ağrıları |
• Asabi ve gergin hissetme |
• Şok, öfke, çaresizlik, boşlukta hissetme
|
• Odaklanamama
|
Şubat depremleri sonrası depreme doğrudan maruz kalmadığı halde bu travmatik tepkiler gösteren bireylere rastlanmıştır. Bu tür büyük yıkımların yaşandığı afetler sonrası yaşanan toplumsal travmalarda bu durumun gözlenmesi doğaldır. Medya yoluyla aktarılan hikaye ve görsellere maruz kalan kişilerin de dolaylı olarak etkilenmesi ve doğrudan afeti yaşayanlar gibi stres tepkileri göstermesi, özellikle suçluluk hissetmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Deprem ülkemizin bir gerçeği iken gerekli önlemler alınmadığında neden olabileceği yıkımın büyüklüğünü görmek sadece deprem bölgesinde değil tüm ülkede travmatik stres ve yas tepkilerinin deneyimlenmesine neden olmuştur. Tüm ülke olarak yaşadığımız yoğun öfke, çaresizlik ve kaygının duygularına gelecekte yaşanacak deprem deneyimleri de eklendiğinde toplumsal travmanın şiddetini daha da artmaktadır.
Travmatik stres tepkileri aynı zamanda yas tepkileriyle de önemli oranda örtüşür. Afetler bize önemli kayıplar yaşatır. İnsanlar afetlerden sonra yaşadıkları kayıplar nedeniyle yas tepkileri de gösterirler. Sevilen birinin ölümü, kayıp yaşamanın tek yolu değildir. Şubat depreminde insanlarımız uzuvlarını ve vücut bütünlüklerini kaybettiler. Evlerini, okullarını, komşularını, rutinlerini ve normal hayatın akışına dair birçok şeyi kaybettiler. Tüm toplum olarak tarihimizi ve kültürel varlıklarımızı da kaybettik. Kadim kent Antakya’da yıllara meydan okuyan tarihi yapılarımızı düşünün. Bizi geçmişimize bağlayan köklerimizi hissetmemizi sağlayan bu tarihi mirasımızı kaybetmek benliğimizin ve gelecek kuşaklara aktaracaklarımızı da kaybı demek değil midir?
|
YAS TEPKİLERİ | |||
Fiziksel | Bilişsel | Duygusal | Sosyal ve Davranışsal |
• Somatik şikayetler |
• Öz-güvende düşüş |
• Depresif ruh hali |
• Sıklıkla ağlama |
Yukarıda söz edilen Travmatik stres veya yas tepkilerinin zamanla yoğunluğunun ve sıklığının azalması beklenir. Dolayısıyla da travmatik stres tepkileri yoğunluk, sıklık ve sürelerine bağlı olarak olağan tepkilerden travma sonrası stres bozukluğu gibi patolojik tepkilere kadar uzanan bir yelpazede kendilerini gösterebilir. Yukarıdaki tablolarda yer alan tepkiler depremin üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen bireyin işlevselliğini olumsuz yönde etkilemeye devam ediyorsa öncelikle travma ve stres bozuklukları (örn. TSSB) ve ikincil olarak da depresyon, madde bağımlılığı, obsesif-kompulsif bozukluklar, kaygı bozuklukları gibi psikolojik sorunları tetikleyebilir ve profesyonel bir yardım alınması gerekli olabilir.
Depremin Ardından Psikolojik İyi Oluşumuzu Desteklemek Yukarıda söz edilen travmatik stres ve yas tepkileri normal olmayan duruma verilen normal tepkilerdir. Ancak olayın üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen bireylerin normal rutinlerine dönememesi durumunda profesyonel destek almakta fayda vardır.
Yaşanılan afet sonrası toparlanmayı hızlandırmak ve psikolojik sağlamlığı arttırmak için bireysel olarak yapılacaklar da vardır. Bunların başında kişinin güçlü yanlarının da farkında olması ve sağlıklı öz bakım becerilerini işe koşması önde gelir. Bunun için öncelikle öz farkındalığın gelişmiş olması gerekir. Her bireyin güçlü ve incinebilir yanları vardır. Güçlü ve zayıf yanlarımızı bilmenin yanında zor durumlarda neye ihtiyacımız olduğunu bilmek te deprem gibi zorlu yaşam olayları sonrası toparlanmanın öncüllerindendir. Örneğin, siz stresi nasıl deneyimlersiniz? Zorlandığınız durumlarda bedeniniz size ne gibi sinyaller gönderir? Bu gibi durumlarda ne yapmak veya kim size iyi gelir? Bu konudaki farkındalığınızı arttırmak için aşağıdaki “Yaşam Ağacı” egzersizini yapabilirsiniz. Ayrıca, iyi oluşunuzu güçlendirmek için aşağıdaki önerilerimize göz atmanız faydalı olabilir. Bu ve benzeri iyi oluş önerilerimiz için şu ODTÜ Eğitim Bilimleri Bölümü linkine göz atabilir, bizim hazırladığımız ve ODTÜ Open CourseWare üzerinden herkese ücretsiz açık olan çevrimiçi depremler ve psikolojik destek modüllerimizi izleyebilirsiniz. |
Bunları yapın! | Bunları yapmayın! |
|
|