Deprem sürecinin ODTÜ'lü öğrenciler üzerindeki etkisi

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem tüm halkımız gibi biz ODTÜ’lüleri de derinden etkiledi. Depremzede arkadaşlarımız maddi ve manevi birçok sorunla mücadele ederken, birçok ODTÜ öğrencisi de gönüllü olarak ellerinden geldiğince Mezun Derneklerindeki yardım faaliyetlerine destek verdi. Maalesef bu afetin ardından başta depremzede arkadaşlarımız olmak üzere öğrenciler olarak hem fiziksel hem psikolojik etkileri hissetmeye devam ediyoruz.

Deprem sürecinde ortaya çıkan ilk ve en önemli sorunlardan biri barınma sorunu oldu. Bu konuda öğrencilerin talepleri ile bazı iyileşmeler olsa da arkadaşlarımız hala zorluklar yaşıyor. Ayrıca Türkiye’deki üniversitelerin tamamını etkileyen uzaktan/ hibrit eğitim süreci de çeşitli sorunlara rağmen sürüyor. Bunların dışında üniversite yönetiminin deprem nedeniyle erteleme kararı aldığı Geleneksel ODTÜ Bahar Şenliği ile ilgili olarak da öğrencilerin dayanışması devam ediyor.

 Kampüste barınma konusundaki gelişmeler

Deprem sürecinin başında ortaya çıkan ilk sorunlardan biri elbette barınma oldu. Bu soruna çözüm olarak okul yönetimi 13. yurdun depremzede öğrencilere tahsis edileceğini belirtti. Ayrıca halihazırda ODTÜ yurtlarında kalma hakkı olan depremzede öğrencilerin istedikleri zaman yurtlarına dönebilecekleri iletildi.

Bununla ilgili olarak 20 Şubat 2023 tarihinde ODTÜ Rektörlüğü’nden “sadece yurtlarda ikamet etme hakkı bulunan öğrencilerimizden depremzede durumunda olanlar ile 20 Şubat 2023 tarihi itibarı ile yurtlarda bulunan öğrencilerimizin kullanımına açık olacaktır.” şeklinde bilgilendirme yapıldı. Tabii bu süreçte bazı arkadaşlarımız yurtlarına dönebilirken, bazıları ise ailelerinin yanında olmayı istedikleri için henüz kampüse dönememişlerdi. Dolayısıyla yapılan bu bilgilendirmeyle o tarihe kadar yurtlara yerleşemeyen arkadaşlarımız için endişeler oluştu. Hatta birçok arkadaşımız o gün otobüslere ve trenlere atlayıp okula gelerek yurtlara yerleştiler.

Ertesi günlerde de öğrenciler bu kararlara tepki göstermeye devam ettiler. Kampüse ulaşan arkadaşlarımız yurtlarda ve Rektörlük önünde eylemler gerçekleştirerek yurtların açılması konusunda isteklerini kabul ettirdiler. Bu kazanımlarla barınma konusunda bir nebze netlik kazanılmış olsa da hala birçok muamma daha vardı. ODTÜ Rektörlüğü’nden derslerin Nisan ayına kadar çevrimiçi yapılacağı yönündeki açıklamalar bu belirsizliği perçinledi. Nisan ayında yüz yüze eğitime geçildiğinde eğitim ve barınma açısından nasıl bir durum olacaktı? Depremzede arkadaşlarımız çevrimiçi eğitime nasıl verimli şekilde katılacaklardı?

Bunlar gibi daha nice sorular birçok arkadaşımızın gündeminde yer almaya devam ederken, Nisan ayında depremzede öğrencilerin yurt ücretleri ile ilgili de bir gündem oluştu. Başta Yurtlar Müdürlüğü’nden depremzede öğrencilerden yurt ücreti alınmayacağı söylenmesine rağmen, Nisan ayı geldiğinde depremzede arkadaşlarımız 3 aylık yurt ücretinin kendilerinden istendiğine dair paylaşımlar yaptılar. Depremzede arkadaşlarımız bu konuda da bir çalışma başlattılar ancak şu ana kadar Yurtlar Müdürlüğü bu ücretleri istemekten vazgeçmiş görünmüyor.

 Eğitimin devamı konusunda alınan kararların öğrenciler üzerindeki etkisi — Uzaktan ve hibrit eğitim süreçleri

Elbette bu süreçte karar mekanizması bakımından tamamıyla YÖK ve Cumhurbaşkanlığına bağlı olan üniversitemizin alacağı kararlar için bir süre bu kurumlardan gelecek açıklamaları bekledik. Konuyla ilgili yapılan açıklamalarda önce okulların tatil edileceği belirtilirken; bir süre sonra çevrimiçi eğitimle devam edileceği açıklandı. Nisan ayının başında ise mümkün olan derslerin hibrit, diğerlerinin çevrimiçi yapılacağı; zorunlu katılımın olmayacağı ve sınavların da çevrimiçi olacağı açıklandı. Art arda gelen bu açıklamalara ODTÜ Rektörlüğü’nün Nisan’a kadar bütün derslerin çevrimiçi olacağı ve yüz yüze yapılmasının daha uygun görüldüğü derslerin olabildiğince Nisan’a ertelenmesine dair bir planlama yapıldığını belirten e-postası eklenince belirsizlik de artmış oldu.

Derslerin başlamasıyla özellikle mühendislik ve temel bilimlerde eğitim gören arkadaşlarımızın uygulamalı dersleriyle ilgili birçok sorun ortaya çıktı. Pandemi döneminde halihazırda oldukça yıpranmış olan hocalarımız ve öğrenci arkadaşlarımız, bu deprem ve belirsizlik ortamında daha da çok sarsıldı ve büyük bir motivasyon kaybı yaşadı. Çevrimiçi eğitimin normal eğitime kıyasla daha az verimli geçmesi de bu motivasyon kaybını artırdı.

Nisan itibarıyla hibrit eğitimin önünün açılması ile bazı hocalarımız hibrit derslere geçtiler; fakat hibrit dersleri yürütmek maalesef pek kolay değil. Hocalarımız açısından bir yandan sınıfa diğer yandan bilgisayara hitap etmek ve öğrencilerin sorularını yanıtlarken her iki grubun da kopmamasını sağlamak hayli zor bir iş oluyor. Sınıflardaki akustik sorunlar, lab’lardan sorumlu öğrencilerin okula gelemeyişi ve devamsızlık sorunları da stres faktörlerine ekleniyor. Geçenlerde bir hocamızın bu dönem normalin üzerinde bir katılım sorunu olduğundan dem vurması da bence bu sorunları örnekliyor.

 Öğrencilerin halen ihtiyaç duyduğu destekler

Depremin ardından tüm yurdumuzun derinden etkilendiği gibi ODTÜ’lü öğrenciler olarak bizler de bu acının paydaşı olduk. Bu süreçte alınan depremzede öğrencilerden geçmişe yönelik yurt ücretlerinin istenmesi kararı; her ne kadar okulun bürokratik karmaşası ve akıl tutulması unsuru olabilecek kararları her ne kadar bizim alışkın olduğumuz şeyler olsa da, beklemeyeceğimiz türden kötü bir karardı. Bir yanda depremin ardından yaşananlar, diğer yanda ise sürekli değişen kararlarla bu dönemin öğrenciler açısından oldukça sıra dışı bir hal aldığını söyleyebilirim.

Geldiğimiz noktada ODTÜ’lü öğrencilerin en temel ihtiyaçları, yukarıda bahsettiğimiz barınma ve eğitimle ilgili belirsizliklerin giderilmesinin yanında, okuldaki psikolojik danışmanlık biriminin genişletilmesiyle psikolojik desteğin artırılması şeklindedir. Okul yönetiminden tutarsız kararlar açıklamak yerine başta depremzede öğrenciler olmak üzere depremden etkilenen her öğrencinin mağduriyetinin olabildiğince azaltılması koşulunun sağlanmasını beklemekteyiz.

Birbirlerinin yaralarını hem fiziki hem psikolojik olarak onan ODTÜ öğrencilerinin bu dayanışma ruhunun ve tutumunun ODTÜ yönetiminden de görülmesi, en öncelikli temennimizdir.