ODTÜ öğrencileri, Boğaziçi Üniversitesi'nde LGBTİ+ toplumunu temsil eden gökkuşağı renklerinin fiilen yasaklanmasına tepki olarak 28 Mart'ta kampüsteki merdivenleri "renklendirdi". Sonra bu merdivenler ODTÜ yönetimince griye boyandı. ODTÜ'lüler de alanı tekrar boyadı. Ardından Rektörlük, "ODTÜ'nün renkleri" dediği kırmızı beyaz boyaları kullandı. Ancak öğrenciler, gökkuşağı renklerinde "ısrar etti" ve merdivenleri yeniden "renklerine kavuşturdu". Boğaziçi'ne benzer biçimde, ODTÜ'de de atanmış rektöre karşı yeni bir mücadele başladı. Konuyla ilgili olarak, Konsey’in yayınladığı bildiri ile iki ODTÜ öğrencisi, Tuğulka Köseoğlu & Zeynep Kıyak’ın yazısını paylaşıyoruz.

Üniversiteler toplum ve doğa yararına düşünce ve bilgi üretilen yerlerdir. Bu bilgi ve düşüncelerin yeşerebilmesi için sorgulayıcı, eleştirel ve özgür bir tartışma ortamı olmazsa olmazdır. Bu nedenle üniversitemizde de eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğünün baskılanmaması gerekir. Ne yazık ki son haftalarda öğrencilere ve akademisyenlere açılan soruşturmalarla bu ortamın bir kez daha zarar gördüğünü kaygıyla gözlemlemekteyiz. Gezi direnişi zamanı gökkuşağı renklerine boyanan bir merdivenin Boğaziçi Üniversitesi ile dayanışmak için yeniden renklendirilmesinin soruşturma konusu yapılır hale gelmesi anlaşılır değildir. Stadyumdaki DEVRİM yazısı nasıl ODTÜ’nün değişmez bir değeri ise gökkuşağı merdivenleri de aynı şekilde bu üniversitenin bir değeridir.

ODTÜ’nün ve pandemi koşullarından en çok etkilenen kesimlerden biri olan öğrencilerin onca sorununa çare araması gerekenler, kamu kaynaklarını bir merdivenin gökkuşağı rengini kapatmak için harcamaktadır. Bu hukuksuz soruşturmalardan ceza verilmesi kabul edilemez olup, cezalandırma olmayacak olsa dahi öğrenci asistanlığı ilanlarında “soruşturma geçirmemek” şartı koyan ODTÜ yönetiminin daha şimdiden onlarca öğrenciyi cezalandırdığı ortadadır. Ayrıca bu soruşturmalar sonucunda öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmesi için hayati önemde olan burslar kesilebilmektedir.

Biz ODTÜ bileşenleri olarak, öğrencileri ve çalışanları tehdit eden bu soruşturmaları kabul etmiyor, bir an önce bu yanlıştan geri dönülmesini istiyoruz. Bilimin, özgür düşüncenin, farklılıkları kabulün ve saygının beşiği olması gereken üniversitemizde, yönetimden ODTÜ değerlerine ve ilkelerine uygun davranmalarını bekliyoruz.

Öğrencisi ile inatlaşan ve cezalandırmaya çalışan rektörlüğü soruşturmalara son vermeye ve kampüsü tüm renkleriyle korumaya, üniversitelerin gerçek sorunlarıyla ilgilenmeye davet ediyoruz.

ORTADOĞU ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ

EĞİTİM SEN ODTÜ TEMSİLCİLİĞİ

ODTÜ Mezunları Derneği

Adana ODTÜ Mezunları Derneği

İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği

Eskişehir ve Çevresi ODTÜ Mezunları Derneği

ODTÜ Ege Mezunları Derneği

ODTÜ Öğrencileri

Tuğulka Köseoğlu & Zeynep Kıyak

“Soruşturmalarla bitmeyiz, siz gitmeden gitmeyiz!”

Daha önce 4 defa renklerimizin üzerini gri boyaları ile kapatan ODTÜ yönetimi, 2 ayı aşkın süredir renklerimizin üzerini kapatamadı. Bu yazının yazıldığı esnada 71. gününde bulunduğumuz Gökkuşağı Merdiven Nöbeti, ODTÜ yönetiminin LGBTİQ+ fobik girişimlerine karşı Gökkuşağı Merdivenlerindeki varlığını sürdürmekte. Şu açıkça söylenebilir ki, Gökkuşağı Merdivenleri, tüm renkleri ve “kayyumsuz ODTÜ” yazılaması ile ODTÜ kültürünün ve direnişinin bir parçası haline gelmiştir. Artık ODTÜ’nün Devrim Stadyumu olduğu gibi Gökkuşağı Merdivenleri de vardır. Bu, yalnızca üzerinin kapatılmasına izin vermediğimiz renklerin o basamaklarda fiziksel olarak var olmaya devam etmesi sebebiyle değil, artık gerçeklik insanların kafasında bu şekilde yer ettiği için de böyledir. Kayyum rektörlerle kampüslerin ele geçirilmeye, soruşturmalarla, polis ve güvenlik baskısı ile sindirilmeye çalışıldığımız bir dönemde istedikleri gibi itaatkâr öğrenciler olmayacağımızı ve kampüsümüze sahip çıkacağımızı biz de renklerimizi savunarak göstermiş olduk. Peki, bizi ilk defa Gezi Direnişi esnasında renklerine kavuşan Gökkuşağı Merdivenleri’nin renklerini yenilemeye sevk eden neydi ve kampüsteki bir merdivenin gökkuşağı renklerinde olması kayyumluğu neden bu kadar rahatsız ediyor?

İki sorunun cevabı da AKP iktidarının, dünyadaki tüm sağ ve muhafazakâr güçlerin yapmakta olduğu gibi, tüm gücüyle kadın ve LGBTİ+ haklarına saldırıyor olmasında yatıyor. Boğaziçi Direnişi esnasında da iktidarın LGBTİQ+ varoluşlara yönelik saldırısının nasıl ayyuka ve gün ışına çıktığını hepimiz gördük. Boğaziçi Üniversitesi güney kampüsü önünde öğrencilerin gökkuşağı bayrakları taşıdıkları için gözaltına alınmaları da bizi gökkuşağı merdivenlerinin renklerini canlandırmaya sevk eden vesile oldu. Özerk bir iradesi olmayan, iktidarın politikalarını kampüse taşıma aracından ibaret olan kayyum yönetim, bu işlevi yerine getirmekte olduğunu iktidara göstermek için kampüs içerisinde LGBTİQ+ varoluşları görünmez kılmak için elinden geleni yapıyor. Onun gökkuşağının üzerine kapatmaktaki ısrarı ve saçma gerekçelerle açtığı soruşturmalar işte bundan ileri geliyor. Gri boyaları yetmezmiş gibi bir de en az 45 ODTÜ öğrencisine açtığı soruşturmalar ile bizi sindirmeye çalışıyor. Bununla birlikte, kendi yaşam alanlarımız, kampüslerimiz ve kamusal alanlarımız üzerindeki irademiz ve eyleyişimiz yok etmeye çalışılarak bu alanları kayyumların otoritelerine ve onların baskıcı, LGBTİQ+ fobik, kadın düşmanı yaptırımlarına terk etmemiz bekleniyor. Bunu yapmayan ve kampüslerine, yaşam alanlarına sahip çıkan öğrenciler olduğumuzda ise soruşturmalar ile bizi “cezalandırma” mekanizmaları devreye giriyor.

Okulun depolarında bolca gri boya olabilir; buna karşılık bizim de dayanışmamız ve komün yaparak aldığımız rengarenk spreylerimiz var. Kayyum yönetim saçma ve komik gerekçelerle onlarcamıza soruşturma açabilir; buna karşılık bizim de “Soruşturmalarla bitmeyiz, siz gitmeden gitmeyiz!” diyen irademiz var.