Sunuş

Boğaziçililerin Yanındayız

Kemal Şahin (MAN'88)

Anma

Prof. Dr. Ahmet Acar'ın ardından...

Kemal Şahin (MAN'88)

Anma

Prof. Dr. Nuri Saryal Hocamızı Kaybettik

Kemal Şahin (MAN'88)

Güncel

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki direnişin anımsattıkları

Prof. Dr. Uğur Ersoy

Güncel

Yaman Barlas ile B.Ü. Direnişi Üzerine Söyleşi

Nezih Yaşar (IE'82)

Güncel

Özerk Üniversite

Doç. Dr. Serap Emil (EDS'00)

Güncel

B.Ü. bileşenlerine destek mesajları

ODTÜMİST'den Haberler

Söyleşi-Gezi-Etkinlik

Uzaktan Eğitim

ODTÜ’de Uzaktan Eğitim Dönemi Nasıl Bitti…

Alperen Keleş (CENG 4.sınıf)

Bir ODTÜ'lü

"Mekanik hayata elveda, ekolojik hayata merhaba"

Uğur Ayken (ME’76)

Söyleşi

Ağın'da organik badem üreticisi iki ODTÜ'lü

Kemal Şahin (MAN'88)

Kitap

Unutmamak, devrimci bir eylemdir

Sibel Özbudun

Edebiyat

Köy masalında bir kadın isyanı

Hakan Sapmaz (ADM'85)

Edebiyat

Eleştirel gerçekçi romancımız

Zeynep Sert (ECON'83)

Felsefe

Felsefeye Devam

Gezi

Zamanın durduğu kent: Mardin

Lalehan Utkan

#odtülüyalnızdeğilsin

Bi’ Dünya ODTÜLÜ – Kariyer

Nilsu Uyar (STAT'18)

Mentorluk

6. Dönem ODTÜMİST Mentorluk Programları

Burstan Haberler

11 bursiyerimize bilgisayar & Destekçilerimiz

Künye

İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği Yayın Organı

Kasım 2020-Şubat 2021

Anma

Prof. Dr. Ahmet Acar'ın ardından...

Kemal Şahin (MAN'88)

 

Prof. Dr. Ahmet Acar, 10 Nisan 1949 yılında İstanbul’da doğdu. 1971 yılında ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nü bitirdi. 1974 yılında Yüksek Lisansını ve 1976 yılında da Doktorasını University of Pennsylvaina’da (Philadelphia, ABD) tamamladı.

 

1972 – 1975 yılları arasında University of Pennsylvaina’da Simülasyon Laboratuvarında Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 1976 – 1980 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü’nde Asistan Doktor olarak görev yaptı. 1980 – 1986 yılları arasında ODTÜ İşletme Bölümü’nde Yardımcı Doçent, 1986-1992 yılları arasında Doçent, 1992 yılından itibaren de Profesör olarak çalıştı. ODTÜ İşletme Bölümü’nde Bölüm Başkan Yardımcılığı, Bölüm Başkanlığı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı, ODTÜ Rektör Yardımcılığı ve ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü kurucu Rektörlüğü yaptı. 2008 – 2016 yılları arasında ODTÜ Rektörlüğü görevini üstlendi.


Prof. Dr. Acar, yönetim ve strateji alanında geniş araştırma deneyimine sahip olup, birçok Türk kamu kurumuna, özel sektöre, bunun yanında uluslararası kuruluşlara danışmanlıklar verdi, birçok uluslararası projede proje/konsorsiyum koordinatörü olarak görev aldı.


Nicel yönetim yöntemleri üzerine bir kitabı; stratejik yönetim, yenilikçilik yönetimi, küçük ölçekli işletmelerin yönetimi ve karar destek araçları konularında Türkiye’de ve yurtdışında yayınlanmış bir çok makalesinin yanı sıra ulusal ve uluslararası akademik ve profesyonel toplantılarda sunulmuş çok sayıda bildirileri bulunmaktadır.


Prof. Dr. Ahmet Acar, New York Binghamton University’den “Fahri Doktora” unvanına ve İtalya Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen “İtalyan Devlet Nişanı”na sahiptir.

 

 

Ahmet Hocamızı, Rektörlük görevinden ayrılmasından dört yıl sonra, 29 Aralık 2020 tarihinde, 71 yaşında iken, bir kalp krizi sonucu kaybettik. Hayatını ODTÜ’ye adeta adamış, ODTÜ ile büyümüş, ODTÜ’yü büyütmüş, örnek kişiliği ile öğrenci, akademisyen, idari/yardımcı personel, üniversite dışındaki kurum temsilcileri ve sair onu tanıyanlarda/ onunla tanışanlarda hep iyi/çok iyi bir yer etmiştir. Şartlar gerektirdiğinde, yeri geldiğinde ODTÜ’nün cansiperane, yiğit bir savunucusu olarak dimdik ayakta kalabilmiş, ODTÜ camiası onun varlığında kendini güvende hissetmiştir.


Hocamızı ODTÜ camiası iyi bir şekilde tanımaktadır, şüphesiz bir hoca, akademisyen, bilim insanı, yönetici ve de rektör olarak. Ahmet Hocamızı, Baraka dergimiz platformunda da bir kez daha anmak adına, Rektörlüğe veda aşamasında, 7.9.2016 tarihinde ODTÜ’de yaptığı, onu daha da iyi tanımamıza imkan veren tarihi veda konuşmasını sunuyoruz aşağıda.

 

 

“Değerli ODTÜ’lüler,
 
Sekiz yıldır büyük bir onurla sürdürdüğüm ODTÜ Rektörlüğü görevini 29 Temmuz 2016 günü devrettim. Rektör ataması beklenenden bir hafta erken geldiği için, görevden ayrılmadan önce ODTÜ kamuoyuna bir mesaj gönderme olanağı bulamadım.
 
Telefonla arayarak, ODTÜ-OU ortamına ve bana kutlama mesajı göndererek güzel düşüncelerini ve iyi dileklerini paylaşan ODTÜ’lülere gönülden teşekkür ederim. Aslında ben, üniversiteme ve rektörlük görevim sırasında bana güvenen ve destek olan öğretim elemanı, idari personel, mezun ve öğrenci binlerce ODTÜ’lüye teşekkür borçluyum.
 
ODTÜ’ye öğretim üyesi olarak döndüğüm 1980’den bu yana, farklı yöneticilik görevlerim sırasında yüzlerce ODTÜ’lü ile birlikte çalıştım. Özverilerini, kararlılıklarını gururla ve mutlulukla izledim. Bölüm başkanlığı, dekanlık, rektör yardımcılığı, Kıbrıs Kampüsü Rektörlüğü ve ODTÜ Rektörlüğü görevlerim sırasında sorumlulukları paylaştığım, kurul ve komisyonlarda birlikte çalıştığım akademik ve idari kadrolardaki ODTÜ’lülere ‘iyi ki varsınız’ diyorum. Dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları, Kıbrıs Kampusu yöneticileri; ÜYK ve Senato’nun seçilmiş üyeleri, bölüm başkanları, genel sekreter yardımcısı, daire başkanları, müdürler. İsimlerini tek tek yazamam ama birlikte çalışmanın gerçekten büyük ayrıcalık olduğunu düşündüm.
 
Rektör yardımcıları Sayın Volkan Atalay, Tuncay Birand, Cigdem Ercelebi ve Nevzat Ozguven; Kıbrıs Kampüsü Rektörü Turgut Tümer; Genel Sekreter Vekilleri Hami Alpas ve Tanju Mehmetoğlu; Rektör Danışmanları Belgin Ayvasık, Kemal Önder Çetin, Ayşegül Daloğlu, Bilgehan Ögel, Lale Özgenel, Uğur Polat, Barış Sürücü ve İrem Dikmen Toker ile birlikte çalışabildiğim için kendimi çok şanslı hissettim. Rektörlük ofisinin yoğun temposunda her zaman güvendiğim Sayın Ayşe İnci Gürkanlar ile Ebru Ercan Çelik ve Şükrüye Gündüz uzun saatler yorulmadan çalıştılar. Rektörlüğüm süresince çok yakın olduğum mesai arkadaşlarımın son sekiz yıl içinde yapılanlardaki payını anlatmam mümkün değil. Büyük özverileri ve dostlukları için kendilerine candan teşekkür ediyorum.
 
Uzun yıllar ODTÜ’de de önemli görevleri başarıyla yürüten ve son rektör adayı seçiminde en yüksek oranda destek alan Sayın Nevzat Özgüven’i de tekrar kutluyor ve üniversitemize katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum.
 


Sevgili ODTÜ’lüler,
 
ODTÜ hepimiz ve ülkemiz için çok değerli. Ülkenin fırtınalı ortamında ‘sığınılacak’ güvenli bir liman. Kampüslerimizin mimari niteliklerini, Eymir Gölü’nü ve ODTÜ Ormanı’nı kimliğimizin parçası olarak görüyor ve bu varlıklarımızı korumaya çalışıyoruz. Ancak, ODTÜ’nün titizlikle sahip çıkmamız gereken temel niteliği, ‘tekdüzeliği’ hedeflemeyen, çeşitliliği ve karmaşıklığı yönetebilen ve özgürlükçü ortamını sürdürebilen bir kurum olmasıdır.
 
Liyakat sisteminin, rasyonel karar verme mekanizmalarının, akademik değerlerinin, bilim kültürünün (yani sorgulamanın ve şüphenin) ve demokratik ortamının (yani itiraz kültürünün) korunması önemlidir.
 
Ülkemizde değerleriyle yönetilen ender bir kurum örneği ve başarılı bir üniversite modeli olarak korunması ve geliştirilmesi gerekir. Çünkü, nitelikli insanları ODTÜ’ye çeken ve canla başla çalışmalarını sağlayan, ülkemiz için böyle sıra dışı bir kurumun parçası olabilme isteği ve iddiasıdır.
 
Her dönemde, ‘ortama uymamak, esen rüzgarlara kapılmamak ve sürekli olarak standartlaştırma baskılarına rağmen ‘ülke ortalamasına’ kaymamak için gayret gösterdik. ODTÜ’nün niteliklerini sürdürmenin toplum için de önemli olduğunu vurguladık. Birikimine, değerlerine ve kültürüne saygı gösterilmesini istedik. Baskılara karşı durduğumuz için kurum ve bireyler olarak maddi-manevi bedeller ödedik.
 
ODTÜ’nün ve ODTÜ’lülerin güven ve desteğinin her şeyden daha önemli olduğunu düşündüm. Zor dönemleri bu güven, destek ve paylaştığımız hedeflerin varlığı ile aşabildik. Önümüzdeki dönemde, yine, ülkemizi ve ODTÜ’yü sınayacak koşullarla karşı karşıya kalabiliriz. Rektörlük görevini devralan Sayın Prof. Dr. Mustafa Versan Kök ve yöneticilerimiz başta olmak üzere, hepimiz ODTÜ’nün kurumsal değerlerini ve kültürünü kararlılıkla korumalı ve ODTÜ’yü daha ileriye taşımak için çaba göstermeliyiz. Bu kararlılık ve paylaşılan kurumsal hedefler bizi her zaman bir arada tutacak ve ODTÜ’nün başarısını sürekli kılacaktır.
 
Hepinize en iyi dilek, teşekkür, sevgi ve saygılarımı sunarım.
 
Prof. Dr. Ahmet Acar”

 

 

Ebediyete intikalinin ardından, özellikle ODTÜ camiası tarafından Anı Ağacında çok sayıda mesaj/anı ile uğurlanmıştı değerli Hocamız. Bunun yanı sıra, 14 Ocak 2021 akşamında da, Ankara ODTÜ Mezunları Derneğinin organizasyonu ile, bir zoom toplantısı şeklinde, Ahmet Hocamızın ailesinin de yer aldığı geniş katılımlı bir anma organizasyonu gerçekleştirildi. Gerek Anı Ağacında gerekse bahis konusu on-line anma toplantısında Ahmet Hocamız hakkında onca söylenen/anlatılanların hepsine Dergimiz sayfalarında yer verebilmek fiziken mümkün değildir şüphesiz. Bununla birlikte, kendisini büyük ölçüde tarif edebileceği düşünülen seçilmiş bazı ifadeler aşağıda, “Ahmet Hocamızın Ardından” başlığı altında özet olarak sunulmaktadır.

(Ahmet Hocamıza, onun özelliklerine ışık tutmaya gayret ettiğimiz bölümde, ilgili platformlarda daha önce ifade edilmiş taziye dilekleri hariç tutulmuş olup belirtilen zoom toplantısının tamamını buradan izleyebilirsiniz.)

 


Ahmet Hocamızın, kendisinden bir hafta önce vefat eden ODTÜ eski rektörlerinden Prof. Nuri Saryal için taziye defterine yazmış olduğu ifadeyi birebir uyarlarsak, “Ahmet Acar hocamızın örnek kişiliği ve ODTÜ’ye hizmetleri, sevgi, saygı ve şükranla anılacaktır. Değerli ailesine, tüm sevenlerine ve ODTÜ’lere başsağlığı dileriz. Rahmetli Ahmet hocamız nur içinde uyusun..”

 

 

AHMET HOCAMIZIN ARDINDAN

 
Nevzat Özgüven

“Ahmet Hoca’nın çok zarif, düşünceli, titiz, kibar, çalışkan, sağduyulu, ister sosyal bir ortamda, ister iş ortamında olsun çevresindeki herkesle içten, samimi olarak ilgilenmesi, yani örnek bir kişiliği olduğunu,  kendisi ile bir şekilde yolu kesişmiş herkesin çok iyi bildiğine eminim.


Tekdüzeliği hedeflemeyen, çeşitliliği ve karmaşıklığı yönetebilen, özgürlükçü ortamını sürdürebilen bir kurum olmasını önemsiyor (ODTÜ’nün).  ODTÜ sorgular, ODTÜ şüpheci yaklaşır, itiraz kültürüne sahiptir, kolay beğenmez, özgür bir ortam ister, ODTÜ’yü ODTÜ yapan da bu değerlerdir. Önemli olan, bunlara sahip çıkarak yönetebilmektir. Ahmet Hoca bunu başardı.


Özet olarak, demokratik yaklaşımını, katılımcı yönetim tarzını benimsemiş olmasını, her görüşü dinleyip ona göre karar vermesini ve ilkelerinden taviz vermeyen bir yönetici olmasını kendi adıma önemsiyorum.”

 
Turgut Tümer

“(KKTC Kampüsünün inşa sürecinde) orada ben Ahmet Hoca’nın ne büyük bir işin altına girdiğini gözlemledim. Ve de, yeni bir kampüs, yeni bir yüksek öğretim kurumu yaratma gibi çok farklı alanlarda birikim, yetkinlik isteyen konuların hepsinde bir insanın nasıl böyle aynı anda yetkin olabileceğini de hayretle izlemiştim.


… Bütün bunların yanında bir de bütün inşaatları tek tek gezerek, en ince ayrıntısıyla incelemesi ve —ben mühendisim ama benim çok ötemde bir mühendislik gözüyle— eksikleri saptayıp hepsini tekrar baştan yaptırması ve o titiz yapısıyla, en ince ayrıntısına kadar her şeyin yeniden düzenlenmesine şahit oldum. Olağanüstü bir gayretle o sıralarda çalışıyordu. ODTÜ KKTC Kampüsü, kurucu rektörünü hiç unutmayacak.”

 
Ayşe Ayata

“Benim kanaatim, bugün Ahmet Acar’ın arkasından rektör olarak yazılmış olanların en önemlisi kurum olarak ODTÜ’ne güven duyduğumuz bir dönem olmasıdır. Hepimiz sonucunda onun rektörlüğü sırasında şöyle düşündük, ‘kurumumuz bizi korur, Ahmet Hoca bizi korur ve sonuna kadar da Ahmet Hoca bizim arkamızda olur’ diye. O tabii bize bir güven içinde çalışma ortamı verdi.


….. Çok düşünerek, karşısındaki insanı çok düşünerek hareket eden, hani alaturka bir tabirle hatır sayan ve nazik bir insan vardı. Ahmet Hoca için, temizlik personelinden profesörüne kadar herkesin hatırının sayılması, herkesle ilgilenilmesi gerekirdi. Dekanlığı sırasında Fakülte’de gitmediğimiz düğün, ilgilenmediği çocuk kalmadı. Herkes onun için kıymetliydi, nitekim onu kaybettikten sonra birçok temizlik personeli de gelip bana, ‘hocam biz babamızı kaybettik’ dediler. Bu anlamda, sahiden de herkese, arkalarında bir şekilde destek olarak, yani bir güç olarak kendisinin var olduğunu, hepsinin hatırının önemli olduğunu hissettiren bir insandı.”

 
Nesim Kohen Erkip
“Rektörün asli işlevlerinin en önde geleni bilimin savunulması, üniversitenin saygınlığının savunulması ve bunu kamuoyu ile net olarak paylaşmasıdır. Dünyada “doğal” olarak görülen bu işlev maalesef Türkiye’de “savunma” pozisyonundadır ve kanımca Ahmet Acar bu konuda çok az sayıdaki olumlu ve yapıcı örneklerden biridir."
 
Çağatay Topal
“Ahmet Acar, ODTÜ'lülüğe atfettiğimiz aklımıza gelen bütün olumlu özelliklerin ulaşılabilir, konuşulabilir, elle tutulabilir, gözle görülebilir haliydi. Hoca, yaşayan bir ODTÜ idi. Sanıyorum bu yüzden onun kaybında iyi bir ODTÜ’lüyü kaybetmiş gibi değil, bizatihi ODTÜ'yü kaybetmiş gibi hissettik. Ahmet Acar bizim değerimiz olarak kaldıkça ve bu değer için verilen emek var oldukça, ODTÜ'nün başı sağ olacaktır."
 
Çağatay Keskinok
“Yıllarca sürüncemede kalan ve siyasi tartışmanın konusuna dönüştürülen yerleşkenin planlama çalışmaları, O’nun ısrarlı ve sabırlı çalışmaları ile sonuçlandırılmıştır."
 
Ahmet Erkan Kıdeyş
“Politik olarak ODTÜ üzerinde son derece ağır baskıların olduğu zamanlarda bile, toplantılarımızda adeta “sorun neyse çekinmeden belirt, çözmeye çalışırız” hissini verirdi. Misafirine huzur veren çok iyi bir dinleyici, konuştuğu her kişiye karşı son derece mütevazi ve samimi, sorunlara somut ve hakkaniyetli çözümler üreten bir harika yönetici idi.”
 
Numan Tuna
“Prof. Dr. Ahmet Acar’ın rektörlüğü sırasında ODTÜ tüm baskılara ve olumsuz gelişmelere karşı değerlerini korumayı başardı. Bu başarı büyük ölçüde Prof. Dr. Ahmet Acar’ın ODTÜ değerlerine sahip çıkması ve ODTÜ bileşenleri ile başarılı yönetişim anlayışından kaynaklandı."
 
Fikret Görün
“Sevgili Ahmet Acar, yöneticiliğinin ve akademisyenliğinin ötesinde, güzel ve düzgün bir insandı. Dürüst, güvenilir, kibiri olmayan, sâkin, nâzik, düşünceli, sizi dinleyen ama yargılamayan, sanatsever, sapına kadar demokrat, alçak gönüllü. Çok güç bir döneme rastlayan rektörlüğündeki sağduyulu, kurumunu koruyan ve saydam yönetimini ODTÜ hiçbir zaman unutmayacaktır."
 
Özge Kalmış
“Ahmet hoca karizmatik kişiliği, bizlere ilham veren yaklaşımı, kalitesi ve duruşuyla bizler için müthiş bir rol model oldu. Onun öğrencisi olmaktan ve onun gibi birinin üniversitemizde rektörlük yapmış olmasından hep büyük mutluluk ve gurur duydum."
 
Azmi Kişnişci
“Rektörlüğü sırasında okuluna, öğrencilerine, “ODTÜ Ruhuna” zarif ama kararlı biçimde sahip çıkışı; çokça tanıklık ettiğim keskin zekâsı, engin birikimi, iş birliğine açıklığı, toplumuna olan hizmet aşkı, katılımcı yönetimi içselleştiren tavrı; olaylar ve sorunlar karşısında makûl ve dengeli tutum takınırken farklı bakış açılarına açık, önyargısız duruşu; ODTÜ yönetim geleneğine getirdiği insan ve toplum bilimleri temsilciliğini en üst düzeyde gerçekleştirişi unutulmayacak."
 
Fatma Korkut
“Ahmet Acar, omuzlarında yükseldiğimiz tüm hocalarımız gibi çok mütevazı bir insandı; liderlik anlayışı gösterişten uzak, sakin, açık ve doğaldı. Havaalanında karşılaştığınızda bavulunuzu alır, bagaja kendisi koyardı, sizi şehre bırakırdı; soğuk bir günde yerleşkede sizi yaya olarak görürse durur, gideceğiniz yere bırakırdı, bir öğrencinizi, hocanızı veya mezununuzu kaybettiğinizde destek olmak için samimiyetle yanınızdaydı. ODTÜ, en zarif ve en güçlü çınarlarından bir tanesini kaybetti. Şimdi Ahmet Acar’ı ve kendimizi daha iyi anlama, paylaştığımız ortak değerleri daha bir kuvvetle sürdürme görevimiz var.”
 
Ayla Altun
“Sayın Hocamız Rektör olarak ODTÜ'ye; ODTÜ, Sayın Hocamıza her zaman çok “yakıştı”.
 
Ufuk Kara
“Rektörlüğünüz boyunca ODTÜ'lü olmanın gururunu bize her an yaşattınız. Sizler sayesinde kopmadık ODTÜ'den hiçbir zaman.”
 
Neslihan Değiş Özbek
“Öğretim görevlisi olarak yalnız ilmi bilgi ile değil, nasıl insan olunması gerektiği konusunda da biz öğrencilerine ışık tutmuştur. Tanıdığım en akıllı, en entellektüel, en nazik,... kısaca en ‘insan’ olan canım hocam, ışıklar içinde uyu.”
 
İsmail Turan
“Genç öğretim üyelerine olan ilgisinden, desteğinden, vermiş olduğu değerden ve bunu yaparken sergilediği inanılmaz nezaketinden etkilenmemek elde değildi. Kendisini çok özleyeceğiz ve eksikliğini hep hissedeceğiz."
 
Çiğdem Özavar Topaloğlu
“Sevgili ve çok değerli Ahmet Acar Hocam, bazı hocalar vardır, bilgileriyle, vizyonlarıyla, tarzlarıyla, sizin özelinizde mükemmel İngilizceleriyle öğrencilerinin hayatlarına dokunur ve ilham olurlar. İşte siz bunun en güzel örneklerinden biriydiniz. Erken bir veda olsa da arkanızda ışıl ışıl parıldayan binlerce ışık bıraktınız. Nurlar içinde uyuyun."
 
Can Pamir
“Okulumun seçilmiş son rektörü... ODTÜ’nün akademik ve bilimsel standartlarını daha da yükselttiniz... En zor zamanlarda ODTÜ’yü büyük bir başarı ve beceriyle; çağdaş, laik, demokratik bir şekilde yönettiniz... Yeriniz doldurulamaz...”
 
Baykan Günay
“ODTÜ Kuzey Kıbrıs Yerleşkesi, Teknopark, öğrenci merkezi gibi ODTÜ planlama çalışmaları Ahmet Acar'ın inisiyatifleriyle yürütüldü. Tanışmaktan ve beraber çalışmaktan gurur duyduğum Ahmet Acar'ın anısı önünde saygıyla eğiliyorum."
 
Tuncay Birand)
“İyi insanlar, varlıkları ile kurumlarına, etraflarına, ailelerine, çok sevdiği ailesine Ahmet Acar’ın olduğu gibi katkıda bulunanlar hiçbir zaman aramızdan ayrılmazlar. Bizle birlikte olmaya devam ederler. O bir ışık taşıdı. O taşıdığı ışık ölümsüzlüğünü koruyacak, bizlerin de yolunu aydınlatmaya devam edecektir.”
 
Besim Can Zırh
“Hakikatin bu kadar bükülebildiği bir dönemde Ahmet Hoca’nın bize bıraktığı mirasın çok önemli bir dayanma gücü, çok önemli bir kalkan olacağını düşünüyorum."
 
Şule Şahin
“Çok demokratik, aydın ve berrak bir zihniyetle yaklaşırdı ve herkese dokunabilen bir insandı. Arkasından bu kadar çok olumlu söz söylenmesinin bence en büyük sebeplerinden bir tanesi, sahiden herkesin hatırını sayardı. ODTÜ’nün gücünü, mezun dernekleri ve mezunlarla, öğrencisiyle akademisyenleri ile ve ODTÜ’nün bütün değerleriyle ne kadar güçlü olabileceğini Himmet (Şahin) ve Ahmet Hoca’nın birlikte çalışmaları ile kavradık."
 
Yener Aydın
“Bence en başta gelen özelliği, karşısındaki insana kendini değerli hissettiren bir insan olması idi.”
 
Lale Argın
“Ahmet Hoca’nın ayrıldığı dönemde rektörlüğe mesajını dosyama kaydetmişim. Vefatının ertesi günü o yazıyı buldum ve yeniden okudum. Bence o yazı ODTÜ’nün, Türkiye’nin yönetilmesi için her yöneticiye rehber olabilecek bir yazı. Zaman zaman da okurum onu, benim için rehberdir.  Ahmet Hocamı ben ilk tanıdığım dönemde sükuneti ile çok etkilemişti beni. Çok dikkatli ve sükunet ile dinlerdi.”
 
Hüseyin Bağcı
“Bir yöneticinin nasıl olması gerektiğine en iyi örnektir.”
 
Ayşe Saktanber
“Hakikatli ve hakkaniyetli bir insan olan Ahmet Hoca denince ilk akla gelen güven duygusu, sonra da zarafeti. Ahmet Hoca’yı tanımlayan en iyi hususlardan biri de çok iyi, ince bir mizah duygusunun olmasıdır. Asla dalga geçmeden, ‘sense of humor’ dediğimiz şeydir. Ahmet Hocanın demokrat yönü içerisinde hakikaten, gerçekten kadın-erkek eşitliğine inanan ve bunu ODTÜ’de hayata geçirmeye çalışan ve geçirmiş olan bir insandı. Bu konuda ne kadar yönerge, yönetmelik varsa hepsi onun döneminde tamamlandı. Bu konuyu bir kenar süsü olarak görmezdi Ahmet Hoca ve bunu yönetiminde de bire bir gösterdi.”
 
Emre Kara, Öğrenci
“Çok eleştirdik, çok tartıştık, karşı karşıya geldik. Bunları unutmamızı da istemezdi diye düşünüyorum. Güzelliklerle yad etmemizin en büyük sebebi tartışabiliyor olmamızdı bence. İyi bir dinleyici, iyi bir müzakereciydi. Özgürlükçü bir bilim insanı ve demokrat bir idareciydi. Sağda solda övündüğümüz ODTÜ ruhunun vücut bulmuş haliydi. Özellikle rektörlüğünün ikinci döneminde tüm medya sistematik bir şekilde onun üzerine gelirken, dimdik durabilmişti. Kütüphane mescidindeki olaya, paltosunu bile almadan koşarak gelecek kadar yakınımızdaydı. Başbakan geldiğinde kampüste yaşanan polis şiddetindeki sorumluluğundan kaçmadan, akşamın 10’undan gece 03’e kadar öğrencilerle forum yapacak kadar şeffaf, sabaha karşı yazılı basın açıklamasıyla polis şiddetini kınayacak kadar gözü kara idi. Çok ağır ithamlarla tutuklu yargılanan öğrencilere bile mektup yazıp adaletin bir an önce tecelli etmesini dileyecek kadar, cezaevlerinde sınavlara girebilmelerini kolaylaştıracak kadar, tahliye olduklarında makamını ziyaret etmelerine memnun olacak kadar da cesurdu. Barış imzacısı akademisyenlerin ifade özgürlüğüne sahip çıkacak kadar bizdendi. Yüzüncü yıldaki gezi protestoları sırasında başımıza bir şey gelirse diye okulun resmi aracını ve personelini görevlendirecek kadar bizimleydi. Tabiri caizse, ateşten gömleği giymekten çekinmemişti. Bunlarla birlikte, nerede olması gerekiyorsa oradaydı. Kim onu bulması gerekiyorsa, makamında ulaşılabilir durumdaydı. Kampüs içinde hep görünürdü. Her yere yürür, herkesle selamlaşır, tebessüm dağıtırdı. Okuldaki konumumuzu, statüsünü önemsemezdi. Onun için hepimiz ODTÜ’lü idik. Kreşte eğitim gören çocukları bile ziyaret eder, odasında ağırlardı. Kampüsteki köpeklerin barınağının nakli ile bile bizzat ilgilenip ODTÜ’den nakledilen köpekler için barınakta yer yaptırılmasını sağlamıştır. Yol, şenlik, yurt, yemekhane, birçok konuda ellerinden gelenin fazlasını istemek hakkımızdı. O dönemdeki eleştirilerimiz de baki. Bu ne onu alçaltır, ne de bizi ikiyüzlü duruma düşürür. Aksine, bunca eleştiren, protesto eden insanın şimdi iyilikle yad etmesi onun anısını yüceltir. Işıklar içinde uyu Hocam."
 
Aybar Acar (oğlu)
“Akademisyenlikten ve yöneticilikten daha iyi yaptığı bir şey vardı, o da babalıktı."
 
Feride Acar (eşi)

“Hayatında ODTÜ hep çok önemli oldu. Öğrencileriyle, öğretim üyeleriyle, çalışanlarıyla, ve tabii ülkenin, dünyanın dört bir yanına yayılmış mezunları ile ODTÜ bir bütün olarak Ahmet’in yaşamında hep merkezi bir yer tuttu. ODTÜ için bir şeyler yapabilmek onun yaşam gayesi idi. 71 yıllık ömrünün 45 senesini bu kurumda geçirdi. Orada olmadığı zamanlarda bile aklında ve yüreğinde hep ODTÜ, ODTÜ’lüler vardı.”