Sunuş

Genel Kurullarımızın 20'ncisi 15 Mart 2020’de

Yener Aydın (EE'76)

ODTÜMİST'den Haberler

Söyleşi-Gezi-Etkinlik

Çağrı

20. Olağan Genel Kurula Davet

Çevre

Ya Kanal Ya İstanbul

Nur Çiğdem Tezel (ECON’81)

Bir ODTÜ'lü

"Mimarlık yapmayacağımı biliyordum"

Enerji

"Sadece makina mühendisi olsaydım..."

Murat Sungur Bursa (MM’78)

Söyleşi

ODTÜ Mezunları Avrupa Buluşmaları

Nezih Yaşar (IE’82)

Anma

ODTÜ’den Geçenler: Erdal İnönü

Edebiyat

Çevirmeniyle "Öfke Üzerine Üç Öykü"yü konuştuk

Muammer Pehlivan (ADM’74)

Edebiyat

Banu Özyürek ile kitabı "Poz" üzerine söyleşi

Hakan Sapmaz (ADM'85)

Anı

“Bir dörtlük es”

Durmuş Çavdar (BA'74)

Maraton

Minnettarız!..

Burstan Haberler

ODTÜMİST ailesi biraz daha büyüdü!

Oya Tığlı (SOC'83)

Burstan Haberler

Destekçilerimiz

Burstan Haberler

Burs çalışmalarında yeni dönem

Mentorluk

Mentorlukta yeni dönem başladı

Mentorluk

Denizaşırı ülkelerden mentorlarımız oldu

Mentorluk

Türkiye'den mentorlarımızın kaleminden

Burstan Haberler

Köprü Projeleri

Edebiyat

Banu Özyürek ile kitabı "Poz" üzerine söyleşi

Hakan Sapmaz (ADM'85)

Son yıllarda öykücülerin ilk ve ikinci kitapları sıklıkla birbiri ardına yayımlanıyor. İlk kitabın heyecanını yansıtan öykülerin ikinci kitapta daha demlenmiş, sözünü, budağını bulmuş, okura ben artık buradayım demesi bekleniyor. Banu Özyürek daha ilk kitabı ile çok ilgi ve beğeni toplamış bir genç yazarımız. “Bir Günü Bitirme Sanatı” adlı bu kitap Raskolun Baltası Yayınevi’nden 2015 tarihinde okuru ile buluştu. Günümüzün kadın sorunsalını hem toplumsal cinsiyet hem canhıraş toplum dokusu hem de riyakar ilişkiler yumağı içinde çok farklı yönleri ile ele aldı. Arkadaşlık ilişkilerine yayvanca yerleşen çıkarcılık / menfaatçilik rüzgarından komşularla ilişkileri konu alan etkileyici öyküler okuduk. İlk kitap olarak bakıldığında, “Bir Günü Bitirme Sanatı”nın, öykü sever kitlenin (kimin ne ölçüde beğendiğinin izin sürmek olanaksız tabii ki) ilgisini ziyadesiyle çektiğini söylemek mümkün.

 

Bu arada, yazarımızın ikinci kitabı “Poz” 2019’da Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap kısa sürede edebiyat dergileri ve web tabanlı mecralarda yankısını buldu ve Banu Özyürek bu kitabı ile Yunus Nadi Öykü Ödülünü Tomris Alpay ile paylaştı.

 

Kitap, adı “Poz” ile de ilgi çekici. Poz, maskeden, kişiliğe, olandan olunmak istenene, hatta olunamayana çok faklı çağrışımlar yaratıyor. İnsanın birden fazla yüzü olduğu kabulü ile tanımı başka bir yönden ele alalım. Fotoğrafçıların çok önem verdiği bir husustur “pozlama”. Doğru ışık değerlerini dikkate alarak diyafram açıklığı ve perde hızının en optimum noktada buluşturulması şeklinde çok kısaca ifade edilebilir. Masumiyetle, rekabetin, aşkla yalnızlığın, toplumsal sindirme ile bireysel haykırışın ve daha nice duygusal devinimin pozlamasını Özyürek ustaca yazıyor. Yazar, karakterlerin arasında bazen gizlice bazen de alenen geziniyor, öykünün dokusu, hacmi yer yer sert ve taviz vermez, yer yer de bir esintiyle dağılacak kadar narin olabiliyor.

 

Kasım 2019’da Banu Özyürek’i derneğimizde ağırladık. Çocukluk yıllarında başlayan yazma ve okuma hevesini bizimle paylaştı. Öykülerinde esas meselesinin yabancılaşma, toplumsal baskı ve özgürlüklerin asıl düşmanı bugünün sinsi “özgürlük” dünyası olduğunu anlattı. Çok popüler olmayan ama kendisinin severek okuyup takip ettiği yazarlardan örnekler verdi.

 

Öykülerinde yoğun duygu salınımlarını nasıl ustaca işlediğini, yalın, kendini tekrar etmeyen samimi bir dil oluşturduğunu paylaştık. Toplantının sonunda Poz’dan bir öykü ile veda etti Banu Özyürek. Sözü Özyürek ile bitirelim:

 

“İşte bu mutluluğu anlatabilmek isterdim. Bu mutluluğun içini, en içini, özünü.

Ancak mutsuzluğu anlatmaya pek alışkın olan yazarlar, mutluluğun nasıl tarif edileceği konusunda pek bir şey bilmezler. Belki de mutsuzluk daha çok tecrübe edildiği için kendine has bir dil yaratmıştır da mutluluğun uçuculuğu, geçiciliği, kısacık anlarda görünüp kaybolması yüzünden henüz sözcüklerini bulma fırsatı olmamıştır.”

 

----

Not: Bir tesadüf ODTÜ Türk Dili Bölümünden bir hoca ve öğrencileri açtıkları ‘Okuyoruz Hocam’ adlı YouTube kanalında aynı kitabı tartışmışlar. İzlemek isterseniz burayı tıklayın.