Aralık ayının sonlarına doğru ÇED raporunun askıya çıkmasıyla Kanal İstanbul projesi yeniden gündemimizin baş köşesine oturdu. Toplumun büyük bir kesiminde “iş ciddiyete bindi” düşüncesi oluştu ve projeye karşı ardı ardına tepkiler gelmeye başladı. Bunların ilki ve belki de en önemlisi İstanbul’luların ve diğer illerde yaşayanların çevre ve şehircilik müdürlüklerinin önünde uzun kuyruklarda saatlerce beklemek pahasına ÇED raporuna itiraz etmeleri idi.
Bu süreçte kanalın yapılmasına karşı çıkan, içinde derneğimizin de bulunduğu 120 civarında bileşenin bir araya gelmesiyle Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu kuruldu ve ilk protesto eylemini 12 Ocak’ta Küçükçekmece lagününün kıyısında yüzlerce kişinin katıldığı bir insan zinciri oluşturarak gerçekleştirdi. Benzer bir insan zinciri 18 Ocak’ta Sancaktepe’de oluşturuldu.
Koordinasyonun bileşenleri kent, çevre ve ekoloji ile ilgili sivil toplum kuruluşlarından mahalle ve ilçe halk meclislerine kadar, siyasi partilerden sendikalara, akademisyen topluluklarına kadar çok geniş bir yelpazede, ayrıca hiç bir kuruma veya örgüte bağlı olmayan bireyler de var. Dolayısıyla farklı yapıların ve görüşlerin bulunduğu bir birliktelik, bir meclis. Her hafta toplanıyor, katılmak isteyen herkese açık. Bugüne kadar yapılmış kent ve çevre mücadelelerinden edinilen deneyimler sonucu demokratik bir olgunluğa erişilmiş, farklı görüşler birbirini ezmeye çalışmıyor. Kurumlar adına katılanlar da birey olarak katılanlar da eşit söz hakkına sahip, aynı saygıyı görüyor. Bir hiyerarşi söz konusu değil. Birey hakkına özellikle özen gösteriliyor.
Koordinasyonun hedefi bu projeye karşı olan birbirinden farklı pek çok yapının tekil olarak vereceği tepkileri ve karşı olsa da sesini duyuramayan bireylerin, yörede yaşayanların tepkilerini ortaklaştırmak; böylece daha güçlü ve görünür kılmak. Üzerinde durulan diğer bir önemli nokta kente, çevreye ve yaşama karşı bu tür saldırıların gittikçe yoğunlaştığı gerçeği ve bu saldırılara karşı mücadelenin daha bütünlüklü bir bakış açısı ile yürütülmesi gerektiği.
Koordinasyonun hedefi doğrultusunda önümüzdeki günlerde yapılması planlananlar ise şöyle: 30 Aralık’ta askıya çıkan 1/100000lik çevre düzeni planı değişikliğine yine geniş katılımlı itiraz. İstanbul’un üç bölgesinde o bölgede yaşayanların ve yerel meclislerin katılacağı toplantılar planlandı (ilki üçüncü bölgede 19 Ocak’ta Sefaköy’de gerçekleştirildi). Bir diğer etkinlik ise kanal güzergahında köylerin de ziyaret edileceği yürüyüşler. Gidilmez görülmezse o köyler bizim olamıyor. Planlanan ilk yürüyüş 2 Şubat’ta Sazlıbosna köyü ile Şamlar köyü hattında yapıldı. Bu yürüyüşler devam edecek. Şu anda İstanbul’un hemen her ilçesinde Ya Kanal Ya İstanbul yerel meclisleri oluşmuş durumda ve isteyen herkesin katılımına açık.
Ya Kanal Ya İstanbul’u takip etmek veya katılmak isteyenler şu sosyal medya kanallarından erişebilirler: