Önceleri deneme mahiyetinde Felsefe Okuma Grubu ile yaptığımız toplantılarda, değişen toplumsal gündem doğrultusunda, Başıbozuk Felsefe podcastlerinde Oğuz Karayemiş’i dinleyip, konu hakkında görüşler, yorumlar paylaştık. Salgın Tefekkürleri konulu bu podcast’lerin ilki Spinoza’yı ele almakta olduğundan Antik Felsefe Okumalarımızı grubun isteği üzerine Spinoza incelemelerine kaydırdık.
Önce Ethica’yı okumaya başladık ama sonrasında önceliği Spinoza’nın Teolojik-Politik İnceleme (Tractatus Theologico-Politicus) eserine verme ve sonrasında tekrar Ethica’ya dönme kararı aldık. Bu okumaları ODTÜMİST’te etkinlik takvimine koyarak tüm felsefe etkinlikleri katılımcılarımızı zoom toplantılarımıza davet ettik.
Pandemi nedeniyle derneğimiz kapanmadan önce son Felsefe Kulübü toplantımızı 10 Mart 2020 Salı günü Kant’ın Benlik Teorisi üzerine konuşmacı konuğumuz Furkan Yasin Köz ile gerçekleştirmiştik. Genelde her ay değerli akademisyenlerin sunumları Felsefe Kulübümüz etkinliklerinin çoğunu oluşturmakta idi. Gelecek ayların program takvimi dolmuş olmasına karşın akademik hayatta derslerin yönteminin de pandemi nedeni ile değişmesi, değerli akademisyenler için de yeni düzenlemeler doğrultusunda yeni çalışmalar getirdiği için yaklaşık son iki ay boyunca kulüp üyelerinin bilgi paylaşımları ile ilerledik ve toplantılarımıza konuk çağıramadık.
Felsefe Etkinliklerimizden Felsefi Film İncelemelerimiz, daha önceleri konuğumuz olan Dr. Yavuz Adugit’in T24 Bağımsız İnternet Gazetesi’ndeki makaleleri çerçevesinde yeniden başladı. Kendisinin makalelerine konu olan M-Bir Şehir Katilini Arıyor, Babil, Harvey ve en son olarak da iki makalenin konusu olan The Platform filmlerini izledik, ilgili makaleleri okuduk ve tartıştık. Dr. Yavuz Adugit’in yoğun programında bize zaman ayırabilmesi bizi çok mutlu etti ve 4 Mayıs 2020 Salı günü zoom toplantımızda kendisini konuk ettik. The Platform filminin metaforları, felsefi göndermeleri üzerine yeni ve eşsiz yorumları için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Yavuz Adugit hocamızın "M-Bir Şehir Katilini Arıyor” filmi ile ilgili makalesinden:
…
Fakat film ve virüs, bizi, bazı filozofların kıymetini yeniden hatırlamaya davet ediyor. Sanının ve inancın, bilginin önüne geçmesini felaket olarak gören Platon'un, bilgiyi inançtan ayıklayan Kant'ın, her yaratıcı edim ve etkinliğin değer -erdem- olduğunu gören Aristoteles'in, değerlerin üstünü örten ahlaki hilelere karşı insanlığı uyaran Nietzche'nin, doğa yasasının sesine kulak verme bilgeliğine işaret eden Spinoza'nın, ve nihayet, özgürlüğü, bir eylem tarzı, bir isteme meselesi değil, kişinin kendini gerçekleştirme durumu olduğunu keşfeden Marx'ın. Doğa, devasa güçlere sahiptir, üstelik durmadan dönüşür, ani değişimler geçirir. Özgürlük, bu devasa gücün kestirilemez diyarlarında tercih gücünden fazla bir şeydir; özgürlük, var olma imkânı, kendini gerçekleştirme sürecidir. Ayrım, olası seçenekler arasından birini tercih etme hakkına sahip olmak ile bir seçenek yaratma gücüne erişmek arasındaki farktır. Argümanı sloganlarla değiştirme suçu, değerlerin yerine ahlaki kodları koyma suçu, doğa yasasının yerine sanının talebini ikame etme suçu, bütüncül bir ortama atıf yapan özgürlüğü bir ayıklama işine dönüştürme suçu… Görünen o ki, katilinden kaçan dünya, katillerden kaçmaya devam edecektir. Bilgiyi, para olarak gören bir zihniyetin getirisi…
(T24 İnternet gazetesinden alınmıştır.)
Salı akşamları felsefî içerikli film incelemeleri, Cumartesi akşamlarI ise felsefî metin okumaları toplantılarımız devam etmekte ve ODTÜMİST’te duyurulmaktadır.
ODTÜMİST Felsefe Kulübü