42. kez düzenlenen İstanbul Maratonu’nda ODTÜ’lüler ve ODTÜ dostları bu yıl 8. kez ekonomik destek gereksinimi olan ODTÜ öğrencilerine burs kaynağı yaratmak için koşacaktık. COVID19 salgını nedeniyle, İstanbul Maratonu’nun koşulamama olasılığını gözeterek, herkesin yaşadığı yerde, açık alanda dilediği mesafede koşacağı bir etkinlik örgütlemeye karar verdik. İstanbul Maratonu’nun koşulacağı 8 Kasım’da Dünyanın çeşitli yerlerindeki ODTÜ’lüler ve dostlarına açık eş zamanlı bir koşma (ve yürüme) çağrısı yaptık. Jules Verne’in “80 Günde Devr-i Alem” romanındakine benzer ama bir günlük daha dar zamana sığmış bir dünya turu.
Adımlarımızı, nefeslerimizi uç uca eklersek bir günde Dünya’nın çevresi kadar, 40.000 KM koşamaz mıydık? Paylaştığımız arkadaşlarımız içinde projeyi fantazi, ütopik, akıldışı, olanaksız diye nitelendirenler oldu. Haklıydılar. Bir yanda ülkenin toplumsal ve ekonomik sıkıntıları, bir yandan salgın hastalığın dayattığı toplumsal düzen biz ODTÜ’lülerin önüne yine aykırı, yenilikçi, sınırları zorlayan çözümler bulma görevi koymuştu. Bir kez daha ütopyaya koşmalıydık...
Yazının bu yerinde çok önemli bir parantez açarak, işin mutfağından bir bilgi paylaşmak isterim. Geçen 3 yılda toplam sayıları 160-240 arasında değişen ODTÜ mezunu, öğrencisi ve dostları “Burs için koşuyorum” başlığıyla koşacaklarını bildirdiklerinde, bunların %60’ı etkin bir şekilde burs bağışı kampanyası yürütüyorlardı.
8 Kasım’a 12 gün kaldı. Bir günde 40.000 km koşma hedefimizin yaklaşık yarısını koşacağını (ya da yürüyeceğini) bildiren yaklaşık 2000 koşucu sistemimize kayıt oldu. Önceki 3 yılın %60’ını veri olarak ele alacak olsak 1200, haydi onun yarısı yalan olsa 600 kişinin etkin bağış kampanyası düzenlemesi demektir. Bu bile önceki yılların rekorunu 4’e katlar.