Sevgili Hocalarım,
Haziran ayında gözlerimiz sadece kadınlar için değil, hepimiz için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesinin iptaline karşı Danıştay’da açılan davadaydı. Danıştay savcısının Cumhurbaşkanlığı kararının iptali talebini yinelemesi umutlarımızı yeşertti. Yakında verilecek olan Danıştay kararı toplumsal konularda her zaman duyarlı olan ODTÜ bileşenlerince de umutla bekleniyor. Bu bekleyiş sürerken, iki yıl önce Muğla’da bir kadın cinayetine kurban giden üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katilinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının "haksız tahrik" indirimi ile 23 yıla indirilmesi haklı tepkilere neden oldu ve “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganının doğruluğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Her kadın cinayeti hepimizi derinden yaralıyor. Ancak, tanıdığınız biri böylesine hunhar bir cinayete kurban gidince üzüntünüz, isyanınız kat be kat artıyor. Benim için de mayıs ayı, Beril Varol cinayeti nedeniyle öyle oldu. Üyesi olduğum bir derneğin daha birkaç yıl önce bursiyeriydi Beril. Etkinliklerimizde keman çalar, bizi müziğin eşsiz güzellikteki notalarında dolaştırırdı. İnanması en güç olan ise katilinin de yine bir müzisyen olan eski sevgili olmasıydı. Beril’in ailesini tanıyınca daha da tarifsiz bir acı kapladı içimi. Beril ve tüm kadın cinayetleri sivil toplum örgütlerinin üzerlerine büyük görev düştüğünü gösteriyor. Kanımca, Sivil Toplum Örgütlerinin kadın hakları ve yaşam hakkı konusundaki hak ve savunuculuk çalışmalarına ilaveten, gençler ile güvenli ilişki üzerine de çalışmalar yürütmeleri gerekiyor.
Onur Ayı olan Haziran ayı Türkiye’de LGBTİ+'ların düzenlemek istedikleri etkinliklere gelen yasaklar, müdahaleler ve gözaltılar ile gündeme geldi. Basın açıklaması, yürüyüş, piknik gibi etkinlikler her yerde engellendi. Gerekçeler arasında "genel ahlakı korumak" ifadesi dikkat çekiciydi. Genç LGBTİ+'ların ülkede yaşamak konusunda giderek artan korkularını ve endişelerini maalesef sık sık duyuyoruz. Bu yasakçı bakış açısını kınıyor, çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında her zaman duyarlı olan ODTÜ bileşenlerinin bu konuda da her fırsatta duyarlılıklarını dile getireceklerini düşünüyorum.
Çeşitlilik ve kapsayıcılık deyince sunuş yazısını yazmama neden olan mentorluk çalışmalarına bu noktada değinebilirim sanırım. Dezavantajlı koşullardaki ODTÜ öğrencisi bursiyerlerin kişisel, sosyal ve mesleki gelişimlerine katkı sunan, aynı zamanda onlara networking fırsatları yaratan mentorluk programlarımızda çok önemli bir başarıya imza attık. 7 yıldır sürdürülen programlarımız 1-2 yıl öncesine kadar sadece ODTÜMİST üyeleri ve bursiyerlerine açıkken farklı illerdeki hatta farklı ülkelerdeki dernekleri de Mentorluk Programları çatısı altında birleştirerek kapsayıcılık konusunda harika bir örnek oluşturdu. Mezunlarımıza bir yandan mentor olarak öğrenme ortaklığı deneyimi sağlarken, yeni mezun ve yeni ülke değiştiren mezunlarımıza da menti olma imkanı tanıdık. Programda Adana, Ege, Gaziantep, Mersin derneklerinin üye ve bursiyerlerine katkı sunarken, Birleşik Krallık için uygulamaya konulan yeni bir program ile METU-UK Alumni Association’ı da programımıza dahil ettik. Böylece Bolivya’dan Amerika’ya, Kanada’dan, Singapur, BAE ve pek çok Avrupa ülkesine uzanan geniş bir coğrafyadaki mentorlarımız ile zenginleşen ve uluslararası boyut kazanan programımız son olarak da uluslararası bir akreditasyonu alarak, üstelik de altın ödül ile buna hak kazanarak, ODTÜ farkını tüm dünyaya kanıtlamış oldu.
EMCC–European Mentoring and Coaching Council (EMCC) 24 ülkede 5000’den fazla üyesi bulunan ve koçluk ve mentorluk alanlarında yüksek mesleki standartları ve iyi uygulamaları destekleyen bir kurum. Kazandığımız ödül ISMCP–The International Standards for Mentoring and Coaching Programmes Award ise mentorluk ya da koçluk programları tasarlayan, uygulayan ve değerlendiren kuruluşlara verilen bağımsız bir akreditasyon ödülü. ISMCP programların özenle tasarlandığının, sistematik bir şekilde yönetildiğinin ve aynı zamanda paydaşların, stratejik yönlendiricilerin ve daha geniş katılımlı iş birliklerinin hedeflerinin gelişimine değerli katkılar sunulduğunun önemli bir göstergesi.
EMCC Global ISMCP ödülünü 3 düzeyde veriyor: Bronz, Gümüş ve Altın. Sınır Tanımayan Doktorlar gibi güçlü uluslararası örgütlerin kazandığı altın ödülü, aşağıdaki kategorilerden her birinde standartları en az % 80 tutturmak kaydıyla, standartların tamamında ortalama % 90 ve üzeri bir başarı sağlandığını gösteriyor. Bu kategoriler şöyle;
1) Amacın Netliği
2) Paydaşların Eğitimi ve Bilgilendirilmesi
3) Seçme ve Eşleştirme Süreçleri
4) Ölçme ve Gözden Geçirme Süreçleri
5) Yüksek Etik Standartların Korunması
6) Yönetim ve Destek
EMCC Global akreditasyonu ve ISMCP altın ödülü için başta Mentorluk Çalışma Grubumuz olmak üzere tüm emeği geçenleri kutluyoruz. Ödüle giden yolculuğun detaylarını ilgili sayfalarımızda bulabilir, EMCC ve ISMCP ile ilgili ayrıntıları
https://www.emccglobal.org/accreditation/ismcp/
linklerinden inceleyebilirsiniz.
Bu sayıda iki değerli kaybımız, Prof. Dr. Ömer Saatçioğlu ve Prof. Dr. Rona Aybay Hocalarımızı anma yazılarını, mezunlarımızdan The Electrochemical Society başkanlığına seçilen ilk Türk bilim insanı Prof. Dr. Turgut M.Gür, ODTÜMİST Mentorluk Programları Altın Sponsoru Haribo’nun Uçtan Uca Tedarik Zinciri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Civil ve Okul Destek Derneği Kurucusu Ebru Ataca ile söyleşileri bulabilirsiniz. Genç bir ODTÜ’lü Yaren Küçükkör’ün ODTÜ Öğrencilerine dair gelecek kaygısı araştırması ve Uğur Ayken’in Kur Korumalı Mevduat üzerine analizi yine ilgiyle okuyacağınız bölümler olacak. Edebiyat köşesinde Zeynep Sert’in Marielle adlı öyküsü bizi 2020 yılında Beyrut’ta yaşanan patlamaya götürürken etnik ve dinsel kimlikleri sorgulamamızı da sağlayacak. Burstan Haberler köşesindeki MAN’80 mezunlarının burs fonu hepimiz için model olabilecek bir gelişmeye dikkatlerimizi çekecek. Mayıs ayı hem Ulus ODTÜPARK’ta hem de ODTÜ Kampüsünde Bahar şenlikleriyle renklendi. Hasan Reyhanoğlu bu sayıda bizi yıllar öncesinin ODTÜ şenliklerinde ilginç bir gezintiye çıkarıyor. Arif Belgin’in Validebağ yazısı ise Validebağ gönüllülerinin uzun soluklu mücadelesine bir selam niteliğinde.
Keyifli okumalar…